Meditasyondayız.
Daha doğrusu zihinden kalbe giden o en uzun yolu aşmak için meditatif hale gelme niyetindeyiz.
“Ömrümün en uzun
Ömrümün en kısa
Ömrümün en çocuk
Ömrümün en ihtiyar yolu” diyor ya Yılmaz Erdoğan o şiirde.
Tıpkı onun gibi…
Bir slayt gösterisi gibi fotoğraflar geçiyor zihin gözümün önünden.
İlk kare Bodrum Torba koyu… Nicedir gitmedim aslında ama nasıl severdim küçükken.
“Neden bu kare diye soruyorum?” içimden.
İkinci kare açılıyor. Anneannem ve arkadaşları ile Torba’dayız. Ben büyüklerle büyüdüm, alışığım, onları tatlı tatlı dinlerim, kendimi oyalarım falan ama sıkılırım da bazen.
Ama o Torba gününde harika bir şey oluyor. Bülent abi ve Payam bizim olduğumuz yere, Dali Restoran’a geliyorlar.
Nasıl seviniyorum. Ama nasıl seviniyorum! Arkadaşım gelmiş!
Zihinden kalbe giderken, “Minnettar olduğunuz bir şey hatırlayın” diyor Vernon Frost ve ben bunu mu hatırladım?
Ömrümün en çocuk yolundayım!
Devamını mumkundergi.com adresinden okuyabilirsiniz.
Yorum yapmak ister misin?