Yukarı
SEMİZOTU: Sevebilmeye ve Sevilebilmeye Dair Bir Öykü
Blog

Semizotu: Sevebilmeye ve sevilebilmeye dair bir öykü

Bu öykü, Serda Kranda Akademi’nin 6 Kelime Yazarlığı Atölyesinde, metafor olarak plastik çiçek kullanarak yazmamız gereken ödev vesilesi ile kaleme alındı. Hikâyede adı geçen Nazım abi ve diyalogları tamamen gerçek, diğer karakterler ise esinlenmedir.

Yine o kasvetli dar sokaktaki mekânda oturuyoruz. Her zamanki gibi güneş erkenden çekmiş elini ayağını buralardan. Önümdeki cilalı ahşap masasının kokusunu alıyorum. Dün akşam o yoğunluğunun içinde bir köşede kirli ve ıslak bırakılmış ve öğlen mekân açılırken hızlıca sudan geçirilmiş sarı bezin kokusu. Gökhan’ın işi olmalı. Midem bulanıyor. Kerem bira söylüyor, ben soda ile yetiniyorum. Gerginim. Hikayemizin, noktasını benim koyacağım son cümlesini yazmak üzereyim. Bunu bilmek işimi kolaylaştırmıyor. Hatta zorlaştırıyor. Üzülecek diye üzülmeler benden sorulur. İster sevgili olsun ister arkadaş ister bilumum akraba, onlar üzülmesin diye nice acılar çekildi onurla, gururla. Evet evet, onurlu bir duruştu bu benim için, epey zamandır ise enayiliğimle bakışıyorum. Ha bir de kibrimle… İnsanların sorumlusu olmadığım üzüntüsünden, kederinden, hatasından, tercihinden kendimi sorumlu tutmama neden olan o iyi niyetli, minnoş kibrimle. Yine dolanıyor bugün ortalıkta havalı havalı. Hafif bir rüzgâr esiyor, masaya uçuveriyor kibircik saçlarımın arasından. O da kokuyu beğenmemiş olacak ki hop atlıyor yine omzuma, ıyyy dediğini duyuyorum. Bir anda sol omzumdaki tozu alır gibi sağ elimi arkaya doğru savuruyorum, Kerem irkiliyor, sonra dimdik gözlerinin içine bakıyorum.

Öyle güzel ki gözleri. Adı olmayan bir renkte. Ama mesele rengi değil, manası. Yumuşacık bakıyor. Tam o güzel kapıdan içeri gireceğim sertleşiyor, kırılganlığını görmeme izin vermiyor. Görürsem yakalanacak; bana değil, kendine yakalanacak. Benim için o kapıdan girip gerçeği görmek bir kurtuluş oysa. Onu olduğu hali ile seveceğim, sunduğu hali ile sevmek zorunda kalmayacağım o zaman. Yapamıyorum artık zaten. O yüzden bugün buraya son cümleyi kurmaya geldim.

Devamını mumkundergi.com adresinden okuyabilirsiniz.

«

Yorum yapmak ister misin?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir