“Ailende böyle hikayeler varsa sen mutlaka bir aile dizilimi açtırmalısın. Bu yüklerden kurtulmalısın.”
Eğer duyduğumuz ya da kurduğumuz cümleler buna benziyorsa, biz bu aile dizilimini biraz yanlış anlamış olabiliriz. Son yıllarda iyice popüler olan bu yöntemin özünde aslında aileden gelen hikayeleri deşmek değil, onları görmek, tanımak, bu sorunları bilmek, farkındalığına çıkarmak, kabul etmek, onunla zenginleşip kendi hayatımıza dönmek yaklaşımı yer alıyor.
Kendi gözlerimle gördüm ki evlatlık verildiği için iş yeri koçu tarafından mutlaka aile dizilimine gitmesi önerilen bir kişi o kadar huzurlu bir hayat yaşıyordu ki hangi soruna çalışacağını bilemediği için gün boyu düşünmek zorunda kaldı. Günün sonunda bir dizilim açıldığında onu temsil eden kişi kendini çok güçlü, dengede ve iyi hissettiğini söyledi. Alan bize daha ne desin? Hiçbir şey zihnimiz ile kavradığımız gibi işlemiyor, başkalarının hayatları hakkında tahmin ve yönlendirme yapmak yerine kendimize bakmamız gerekiyor.
Bahsettiğim günkü çalışmayı yöneten Satya Antar ile aile diziliminin özünü, temel yasalarını ve bir dizim açtırmasak bile ondan nasıl yararlanacağımızı konuştuk.
Satya’nın, bir ünlünün yaşamı ya da korona salgını gibi konularda aile dizilimi bakış açısı ile yaptığı okumaları kendisinin instagram sayfasından okumanızı da ayrıca öneriyorum.
Devamını mumkundergi.com adresinden okuyabilirsiniz.
Yorum yapmak ister misin?