Yukarı
Dergiler

Susabilmek

Üçümüz oturuyorduk.
Üzerimize vuran akşam güneşi odanın duvarlarını dolaşıp misafiri olduğumuz zeytin karası gözleri aydınlatıyordu.
O ise o gözlerindeki yumuşak renge inat kızgınlıkla anlatıyordu:
“Bana dedi ki… Sonra şöyle yaptı… Bana bunları da söyledi… Öyle kızgındım ki…”

Sessizce dinledik. Uzun uzun dinledik.
Dışım sessizdi ama içim susmuyordu. Sürekli yutkunuyordum. Aksi halde “O senin aynan… Sende olmayanı onda göremezsin ki…” diye konuşup duracaktım.

Konuşmadım. Sadece seyrettim; anlatan ile anlatılanı hiçbir yorum katmadan dinleyeni…
Dinleyenin neler söyleyebileceğini biliyordum. Orayı, o olayı, anlatıcıyı tek bir cümle ile nasıl dönüştürebileceğini biliyordum. Ama sakince dinliyor ve sakince susuyordu.
Sonra konu değişti, bir süre sonra da kalktık.

Tekrar baş başa kaldığımızda sordum:
“O kadar şey anlattı, hiçbir yorum yapmadınız.”
“Hiçbir şey sormadı ki… Sadece anlatmak istiyordu. Henüz duymak istemeyen birine anlatmak ona eziyet etmektir” dedi.

Üzerine söylenecek laf yoktu. Hiç farkında olmadan eziyet ettiğim insanları düşündüm, bana eziyet edenleri de…

Beni affedin… Sizi affediyorum.

Bu sayıyı da satır satır okuyacağınızı biliyorum. Bir kez daha hatırlayalım ki içerideki sayfalarda öğrendiklerimiz önce bizim için… Belki de sadece bizim için… Kimseyi değiştiremiyoruz kendimizden başka…

İki ay sonra görüşmek üzere,

Sevgiyle…

*Pozitif Dergisi 23. sayısında yer alan giriş yazısıdır. Aralık 2017

«

»

Yorum yapmak ister misin?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir