Nasıl kıvranıyorum.
Birisini aramam ve bir süre önce yaptığım işlemi iptal etmek istediğimi söylemem gerekiyor. Gerekmiyor da.. Söylersem benim yararıma olur. Yani aynı işlemi daha az ödeyerek başka bir yerden yaptırabilirim. En azından o an öyle sanıyorum ve bu nedenle de en doğrusu arayıp işlemin iptalini istemek.
Ve fakat öyle zor ki…
Bir kere karşı taraf tanıdık.
İkincisi bu iş için epeyce uğraşmış, günlerce telefonlaşmışız.
Şimdi ben arayıp nasıl söylerim? Çok ayıp olur.
Bugüne kadar gelen alışkanlığım ile ben böyle bir durumda bu işlemi iptal etmez, iptal etmemin bana kazandıracaklarını küçümser, bu konuyu derinlere bastırıp hemen unutmaya çalışırdım. Kimseyi üzmemiş olurdum. Kendim de üzülmediğimi sanırdım. Eğer bana bunu yapmamı söyleyen, hatta bunun için birazcık olsun ısrar eden olursa; eş, anne, arkadaş, artık kim denk gelirse, ona bir de güzel sinirlenirdim. Konunun etrafında döner de döner, kabile dansı yapar ama “Aramaya çekiniyorum” demezdim.
Bu sefer olaylar böyle gelişmedi. Çünkü yakın zaman önce müthiş bir şey keşfettim.
Kendim gibi olmaktan utanmamayı… Hatta bunun kıymetini bilmeyi.
“Bu mu yani?” demeyin. Bu sözcük öbeğini hafife almayın. Öyle ha diye olmuyor. İlmek ilmek, adım adım, çaba çaba… Öyle çok maskemiz, savunma mekanizmamız, rollerimiz, pozlarımız, -mış gibilerimiz var ki…
Oysa onları takmaya, üzerimize uydurmaya çalışmak yerine şunları söyleyebilmek hem de avaz avaz söyleyebilmek daha kolay, daha rahatlatıcı ve dönüştürücü. Ve hatta bence daha özgüvenli…
Yok arkadaş, ben bunu yapamıyorum.
Ben şu işi beceremiyorum. Yardım eder misin?
Ben şu duygu ile başa çıkamıyorum.
Şu konuda kendimi yetersiz buluyorum.
Bu konuda özgüven eksikliği yaşıyorum.
Hani şu mesele var ya, o olmuyor çünkü aslında hiçbir şey yapmıyorum, tembelim ben.
Herkes beni suçlayacakmış gibi geliyor.
Fena halde suçluluk hissediyorum.
Bildiğin korkuyorum.
Korkuyorum yahu!
Beni terk edeceksin diye korkuyorum!
Parasız kalacağım diye korkuyorum!
Rezil olacağım diye korkuyorum!
İşten kovulmaktan korkuyorum!
Bana küsmenizden korkuyorum.
Yaptığım işlerin beğenilmemesinden korkuyorum.
Utanıyorum. Evet, ne var, utanıyorum.
Kendimi göstermekten utanıyorum.
Birinden bir şey istemekten utanıyorum.
Para kazanmaktan utanıyorum.
Bu yazı kafamdan geçerken sevgili Serda, müzisyen James Hetfield’ın şu sözünü paylaştı sosyal medyada:
“En büyük dürüstlük, herkese her halini göstermekten korkmamaktır.”
İşte ben de o gün eşime sinirlenme potansiyelimin, o henüz ağzını açmamış olsa da derinlerden başını kaldırdığını hissedince şöyle dedim:
“Öyle zor geliyor ki aramak. Çekiniyorum böyle şeylerden….”
Yumuşak bir cevap geldi:
“Ne olacak ki? O da işini yapıyor, sorun olmaz.”
Sonra arabanın içi aydınlandı. Hemen telefonumu açtım, numarayı tuşladım ve konuştum.
Hiçbir şey olmadı.
Kimse bana kızmadı.
Kimse beni suçlamadı.
Sonuçta işlem iptal de olmadı. Çünkü atladığım bir ayrıntı varmış.
Döndük başa…
“Ee, o zaman aramasaydım da olurmuş” gibi gelse de…
Olmazdı…
O zaman ben hala eski ben olurdum.
*** Bu benim hayatımdan sadece minik bir örnek.
Peki sen?
Yorulmadın mı olmadığın gibi görünmeye çalışmaktan.
Gerçekten çok yorulmadın mı?
Çok yorulmadın mı?
Bugüne kadar kendine bile itiraf etmediğin bir maskeni, herkese değil, şimdilik sadece bir kişinin kulağına hemen fısıldasana…
Bak nasıl iyi gelecek.
farkındalıkkendin olkişisel gelişimkorkuyorumsuçluluk duygusu
1 Yorum
Ömer Gökçen
6 yıl ago
Verdiğin örnekte aramaktan çekindiğini ve “İkincisi bu iş için epeyce uğraşmış, günlerce telefonlaşmışız.” diye eklemişsin. Bence bu asıl konu. Yazında saydığın çekinmek, korkmak, utanmak, kendi ihtiyaçlarını önemsememek gibi insan hallerinden ziyade kişilere saygı duymaktan kaynaklanan bir aramayı istememek durumu var. Sen duygulu saygılı ayağı yere sağlam basan dürüst bir insan olarak tanıdığın bir insanın çabaları boşa gitmesin diye aramak istemedin çünki ona saygı duyuyorsun emeğine değer veriyorsun haybeye çalışmamış olsun istiyorsun. Olabilir daha sonra daha ucuza yaptırma imkanı bulmuş olabilirsin ama bir kere o tanıdığınla anlaşmışsın ve içinden o anlaşmaya sağdık kalmak isteği ve dürtüsü olduğu için aslında aramak istemedin. Toplumda genelde bunun tersi savunulur ama niye efendim daha ucuza vardı vazgeçip başkasına yaptırmak hakkım niye bundan çekineyimki benim çıkarıma bu! Sen kendini bu anlayışa uymak için zorlamışsın ama sen bu değilsin işte bunu idrak etmek önemli. Bazan küçük parasal kazançların yanında saygı, sevgi ve iyi niyetin çok daha önemli olduğunu biliyorsun başkaları ne derse desin saf desin utangaç desin vs vs hiç önemli değil çünki sen sen olarak davranmış olacaktın. Sevgilerimle:)))