Öyle hızlı, öyle otomatik, öyle bir anda oluyor ki kendimizi başkaları ile kıyasladığımızın farkına bile varmıyoruz.
Öyle kıyaslandık ki bu yaptığımızı hiç sorgulamıyoruz.
Onun gibi olsam.
Onun gibi görünsem.
Onun gibi yazsam.
Onun gibi konuşsam.
Onun gibi seyahat etsem.
Onun gibi farkındalıklı olsam.
Onun gibi yoga yapsam.
Onun gibi dingin olsam.
Onun kadar yol almış olsam.
Bu cümleleri dahi kurmadan, hatta üzerine düşünmeden, sadece bir iç sızısı ile böyle hissedip geçiyoruz. Ya da geçtiğimizi sanıyoruz.
Bize ait olandan, özümüzde var olandan damla damla harcayarak ve üzerimizde aslında hiç de durmayacak damlaları toplamayı hayal ederek.
Kıyaslarken, kıyaslarken…. Günler, aylar, yıllar geçiyor.
Sen sen olmadan ama onun gibi de olamadan ömür bitiyor.
Şimdi, şu anda seni senden uzaklaştıran kıyastan çıksan…
Yaptığın ve yapmadığın/yapamadığın her halin ile değerli ve “sen” olduğunu hatırlasan…
Ve bundan sonra gerçekten sana ait olan hayaller için adım atsan…
Bahar gelmez mi?
Pozitif Dergisi 29. sayısında yayınlanmıştır. Şubat 2019
bireysel gelişimfarkındalıkkişisel gelişimkıyaslamaköz değerpozitifpozitif dergisi
Yorum yapmak ister misin?